Türkiye’nin Roma Statüsü’ne Taraf Olmamasının Saldırı Suçu ve Savaş Suçları Açısından Sonuçları

TR:

Uluslararası hukuk sisteminde, ciddi insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarının
önlenmesi için oluşturulmuş önemli mekanizmalardan biri Uluslararası Ceza Mahkemesi’dir (UCM). 1998 yılında Roma’da kabul edilen Roma Statüsü ile kurulan mahkeme, insanlığa karşı suçlar, soykırım, savaş suçları ve saldırı suçu gibi en ağır uluslararası suçları yargılama yetkisine sahiptir. 2002 yılında yürürlüğe giren bu statü, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bazı devletler, Roma Statüsü’nü imzaladıkları hâlde onaylamayarak mahkemenin yetkisine taraf olmamayı tercih etmişlerdir. Türkiye de bu ülkeler arasında yer almakta ve Roma Statüsü’ne taraf olmama kararını çeşitli hukuki, siyasi ve diplomatik gerekçelerle açıklamaktadır. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası askeri operasyonları ve sınır ötesi müdahaleleri açısından hem avantajlar hem de riskler doğurmaktadır.

Yazar: Ela Tunç


ENG:

One of the key mechanisms established within the international legal system to prevent serious human rights violations and war crimes is the International Criminal Court (ICC). Established by the Rome Statute adopted in Rome in 1998, the Court has jurisdiction over the most serious international crimes, including crimes against humanity, genocide, war crimes, and the crime of aggression. Entering into force in 2002, this statute plays a significant role in maintaining international peace and security. However, some states, despite signing the Rome Statute, have chosen not to ratify it and thus remain outside the Court’s jurisdiction. Turkey is among these states and has justified its decision not to become a party to the Rome Statute on various legal, political, and diplomatic grounds. This situation presents both advantages and risks for Turkey’s international military operations and cross-border interventions.

Author: Ela Tunç