Deneme: Türkiye'de Enflasyonu Deneyimlemek
TR:
İlk darbe.
Ben ve arkadaşlarım okulda, 3. dönem matematik dersine giderken, Türkiye'nin dünyadaki en büyük ekonomik krizlerden birini geçireceğini ilk fark ettiğimizde, herkes telefonlarından haberlere göz attı. Başlıkta “Amerikan Doları artık 13 Türk Lirası” yazıyordu.
Türkiye’de yaşananlar, sadece ekonomik yönetim hatalarından kaynaklanan bir durum değil. İki yıl süren – halen devam eden – enflasyon dönemi, başlangıçta faiz oranlarındaki ani bir düşüş nedeniyle başlamıştı. Bu durum, büyük şirketlerin paralarını yabancı para birimlerinde tutmayı (çünkü bu daha fazla istikrar sağlıyordu) ya da çeşitli yatırımlara yönelmeyi tercih etmelerine neden oldu ve bu da Türk Lirası'na olan talebin azalmasına yol açtı. Talep azaldıkça, Türk Lirası'nın değeri de önemli ölçüde düştü. Faiz oranlarının düşmesi, enflasyonu doğrudan etkilerken, aynı zamanda para biriminin değerini de dolaylı olarak etkiledi. Birlikte, bu yeni ekonomik politikanın genel etkisi, düşen faiz oranları ve biriken etkilerle hiperenflasyona yol açtı.
Matematik öğretmenimizle bunu konuştuğumuzda, üç hafta içinde ikinci şok dalgasının ülkeyi vuracağını, yani enflasyonun hayatımızı etkilemeye başlayacağını söyledi.
İlk enflasyon döneminde, market fiyatları bir ay öncesine kıyasla iki katına ya da üç katına çıktı.
Resmi açıklanan enflasyon oranı %70, ancak gerçekte Türkiye şu anda hiperenflasyonla karşı karşıya – temel tüketim maddelerinin fiyatları ilk darbeden itibaren en az %400 arttı. Hiperenflasyonu ele almak kolay bir iş değil – özellikle serbest piyasa ekonomisinde.
Gözlemlerime göre, enflasyon kendini besleyen bir döngü gibi işliyor. Türkiye, temel tüketim maddeleri için çoğunlukla ihracata bağımlıdır. Ancak Türk Lirası'nın değerindeki düşüş, yabancı pazarlardan yapılan tüketim maddelerinin alım gücünü önemli ölçüde azalttı. Amerikan Doları bazında fiyatlar aynı kalırken, çoğu ürünün Türk Lirası cinsinden karşılığı büyük ölçüde arttı.
Bu durum, bölgesel piyasa fiyatlarını oldukça yükseltti ve ilk şok dalgasını tetikledi – market fiyatlarının bir ay içinde %200 artması gibi. Bu, ülke genelindeki ekonomik faaliyetleri ciddi şekilde azalttı, çünkü vatandaşlar enflasyonla artan fiyatlarla artık temel ihtiyaçlarını karşılayamaz oldular.
Bu davranış bir zincirleme reaksiyon başlattı: vatandaşlar daha az ürün almaya başladıkça, genel talep düştü ve bu da ürünlerin değerinin azalmasına yol açtı. Ancak alım fiyatları, çoğu ithalat için Amerikan Doları cinsinden belirlenmişti ve bu fiyatlar aynı kaldı. Talep ile arz arasındaki ani boşluk, birçok şirketin iflas etmesine neden oldu. Bu döngü iki yıl boyunca devam etti, ta ki bu kışa kadar. Son zamanlarda, yeni ekonomi bakanı faiz oranlarını %8,5'ten %42,5'e çıkardı ve Türk Lirası'na olan talebin artmasını amaçladı.
Şu ana kadar, Türk Lirası'nın değerinin sürekli olarak düşmesi yavaşladı ve ekonomik istikrarsızlık azaldı. Bu politikaların hiperenflasyonu frenleyip, Türkiye ekonomisinde bıraktığı uzun süreli etkileri hafifletip hafifletmeyeceği belirsiz olsa da, şu ana kadar olumlu bir etki yaptı.
Yazar: Ceylin Sönmez
ENG:
The first strike.
Me and my friends were at school, walking to 3rd period math, when we first realized Turkey was about to undergo one of the the largest economic crises in the world. Everyone opened the news from their phones. The headline read “The US Dollar is now 13 Turkish Liras”.
What’s happening in Turkey is not simply a matter of economic mismanagement. The two year long –ongoing– inflation period initially began due to a sudden decrease in interest rates. This caused big corporations to opt to hold their money in foreign currencies (as it provided more stability) or in various investments, decreasing the demand for the Turkish Lira. As demand decreased, the value of the Turkish Lira saw a significant decrease as well. While decreased interest rates directly affected inflation, it also indirectly affected the value of the currency as well. Together, the overall effect of this new economic policy, lowered interest, compounded and resulted in hyperinflation.
When we discussed it with our math teacher, he explained that in three weeks the second shock wave would hit the country: that’s when inflation would begin to affect our lives.
During the initial inflation period, grocery store prices doubled or even tripled compared to what they were just a month prior.
The officially announced rate of inflation is %70, however, in reality Turkey is currently facing hyperinflation – the prices of basic commodities increasing by at least %400 percent since the first strike.
It isn’t an easy task to address hyperinflation - especially in a free market. From my observations, inflation is a cycle that nurtures itself. Turkey is mostly depended on exports for basic commodities. However, the decrease in the value of the Turkish lira significantly reduced the purchasing power of commodities from foreign markets. While the US dollar base price remained the same, the Turkish equivalent of most commodities surged significantly. This drove regional market prices very high and caused the first shockwave - the grocery prices increasing by %200 in less than a month. This sharply reduced economic activity in the country as citizens could no longer afford to buy commodities with the inflated prices.
This behavior set off a chain reaction: as citizens began to purchase fewer products, the overall demand decreased, which caused the value of the products to decrease as well. But the purchasing prices remained the same as they were determined in US dollars for most imports. The sudden gap between supply and demand caused numerous corporations to file for bankruptcy. This cycle continued for over two years, until this winter. Recently, the new minister of economy has increased interest rates from %8.5 percent to %42.5 percent with an aim to increase the demand for the Turkish Lira. So far, the continuous depreciation of the value of the Turkish Lira has slowed, and the economic instability has lessened. Although it is uncertain whether these policies are adequate to curb hyperinflation and ease the long lasting impact it left on the Turkish economy, they have had a positive impact so far.
Written by: Ceylin Sönmez